Gebelik Kabusu: Yüksek Tansiyon

Gebelik Kabusu: Yüksek Tansiyon

 

MUTLU sonun” gerçek anlamıdır sağlıklı doğum… Sonlanan şey gebeliktir ve mutluluk getiren sağlıklı bebeğin kucağa alınmasıdır. Anne ve bebeği için büyük sorunlar yaşatan, hayatı tehdit eden yüksek tansiyon sorunu gebelikte bu bahsedilen adaptasyon sorunlarıyla ortaya çıkar.

Her yıl dünyada ortalama olarak 50 bin kadın ve 900 bin çocuk bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir…

Anne adayı gebe kalmadan önce bazı hastalıklara sahipse, süreğen böbrek, şeker, damarsal bozukluklar, lupus hastalığı gibi gebelikte yüksek tansiyon görülme olasılığını yukarılara çıkarmaktadır…

Yıllarca gebelikteki hipertansiyona; gebelik zehirlenmesi denmişse de; kanda zehir olabilecek bir madde saptanmamıştır. Kan basıncı değerinin dinlenmiş halde, tekrarlanan ölçümlerde 140/90 mmHg değeri ve üstünde olması ya da gebelik öncesinde bilinen kan basıncı değerinden büyük (sistolik) 30 mmHg, küçük (diastolik) 15mmHg daha fazla olması “yüksek tansiyon” olarak tanımlanır. Bu ya tek başına yüksek tansiyon durumudur ya da beraberinde başka sıkıntılarla birliktelik gösterir.

20 haftadan sonra dikkat!

Gebelik haftasının ilk 20 haftasında saptanan yüksek tansiyon genellikle “kronik hipertansiyon” olarak adlandırılır. İlerleyen gebelik haftalarında ise yani ilk beş ayın tamamlanmasından sonra ortaya çıkan ve beraberinde idrarda protein atılması, el ve yüzde şişme (ödem), nöbetler (konvulzüyon) görülmesi gibi durumlarda, yüksek tansiyon, preeklampsi/eklampsi adını alır.

Bu durumu yaşayan anne adayını, bebeğini ve doktorunu zor günler bekliyor demektir. Bu hastalığın zamanında tanınması, gerekli önlemlerin alınması ve tedavisinin yapılması hayat kurtarıcıdır.

 

Kimler risk altında?

Yüksek tansiyon konusunda kimlerin risk altında olduğunu bilinmesi önemlidir…

• İlk gebelikler,

• Ailede yüksek tansiyonun varlığı,

• Şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı, lupus eritematosis, diğer damarsal hipertansif hastalıklar,

• Çoğul gebelik,

• Bebeğin fazla amnion sıvısı içinde olması (polihidramnios),

• Bazı genetik hastalıklı bebeklerin varlığı (Trisomi 13),

• Anne yaşının 20’nin altı ya da 35’in üstünde olması,

• Beslenme bozukluğu, anemi, obezite,

• Üzüm gebeliği (molar gebelik),

• Daha önceki gebeliklerde preeklampsieklampsi yaşanmış olması preeklampsi gelişme olasılığının daha fazla olduğu gebelerdir. Hastalığın tespitinde kan basıncı ölçümü dışında anne adayının bir gün boyunca biriktirdiği idrarda protein ölçümü yapılır. Kan testlerinde pıhtılaşma faktörlerinin durumu, karaciğer ve böbreğin sağlıklı çalışıp çalışmadıkları, hastalıktan ne derece etkilendikleri tespit edilmeye çalışılır. Çünkü ciddi düzeylerde yaşanan yüksek tansiyon durumlarında anne adayında çok sayıda hayati organ geçici ya da kalıcı hasar görebilir. Bu hedef organlar, karaciğer, böbrek, beyin, akciğer, kalp ve gözdür.

Bebek sıkı takip edilmeli

Bebek için ise ana sorun plasentada yaşandığından bebekte gelişme geriliği, suyunda azalma, erken doğum, plasentanın ayrılması (dekolman) ya da en kötüsü anne kamında bebeğin kaybedilmesidir. Gebelikte tansiyon yükseklikleri çok ciddiye alınmalıdır. Takiplerin deneyimli doktorlar tarafından yapılması gerekmektedir. Çünkü bazı hastalarda preeklampsi yaşanabileceği erken dönemde yapılan (2024’üncü haftalarda) doppler ultrasonografilerde ön görülebilmektedir.

Risk grubu olan hastalara erken dönemde başlanılan ilaçlarla ve yakın takiplerle bu sorunun şiddetti azaltabilmektedir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir