Gebelikte ‘Karından Su Almak’ Tarih Olacak

Doğumsal anomali ya da  hastalıkların belirlenmesi için yapılan ancak düşük riski nedeniyle gebelerin  korkulu rüyası olan ”girişimsel” testlere yakın bir gelecekte gerek  kalmayacak. Türkiye’de yeni yılda yapılmaya başlanacak testle anomaliler gebelerden  alınacak bir damla kanla belirlenebilecek.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Aydan Asyalı Biri, gebelikte  tarama testleriyle ilgili yeni gelişmeler hakkında açıklamalarda  bulundu. Daha çok kromozom bozukluğu ve yapısal-fiziksel kusurlardan kaynaklanan  anomalilerin, gebeliğin seyrini olumsuz etkilediğini, bu kusurların ciddiyetine  göre düşük, ölü doğum ya da bebeğin engelli doğması gibi durumlarla  karşılaşılabildiğini anlatan Biri, böyle bir durumda yapılması gereken müdahaleye  karar verilebilmesi için tanının doğru ve erken konulmasında büyük fayda olduğunu  bildirdi.

Tarama Testleri

“Dowm sendromu”nun karşılaşılan anomalilerin başında geldiğini ifade  eden Biri, bu kadar önemli ve sık görülen bu kromozom hastalığının anne karnında  tespit edilebilmesi için ikili, üçlü ve dörtlü tarama testleri yapıldığını  hatırlattı.

Tıbbi biyoloji ve genetik doktoru unvanına da sahip Biri, konuyla ilgili  şu bilgileri aktardı: ”Ölçülen hormon sayısıyla ilgili olan bu testler içinde 11-14’üncü hafta  arasında yapılan ikili test, Down sendromunun tespitinde en güçlüdür, erken  yapılması büyük avantajdır. İkili testin Down sendromunu yakalama şansı yüzde  80-85’dir. Üçlü tarama testi ise artık önerilmiyor. Bunun yerini aynı haftalarda  yapılan dörtlü test aldı. Çünkü üçlü testin Down sendromunu yakalama şansı yüzde  65, dörtlü testin ise yüzde 75’tir. Ama ülkemizde her yerde dörtlü test  yapılmadığı için 16-18’inci hafta aralığında halen üçlü test yapılıyor. Aslında  gebelik süresince tüm testlerin yapılmasını önermiyoruz. Önerilecek test  11-14’üncü haftada başvuran hasta için ikili, 16-18’inci haftada başvuran hasta  için dörtlü test olmalıdır.”

“Tarama testleri kesin sonuç vermez”

Tarama testlerinin sonuçlarının kesin olmadığını, yüksek riskli gebeler  için “girişimsel” testler önerildiğini belirten Biri, “Tarama testlerinin tanı  testi gibi görülmesi yanlış. Aileler bunların sonuçlarını ‘normal’ ya da  ‘anormal’ gibi algılıyor. Tarama testleri ile sadece risk belirlenir, riskin  yüksek olduğu durumlarda da kesin tanı için girişimsel işlemler önerilir. Riskin  fazla çıkması bebeğin Down sendromu, az olması da normal olduğu anlamına gelmez” vurgusunu yaptı.

Riski yüksek olan gebelere uygulanan girişimsel işlemde, anne karnındaki  bebekten alınan örnekteki kromozomların araştırıldığını ifade eden Biri, “Bu  testler bir iğne yardımıyla bebeğin bulunduğu kese ya da plasentaya girilerek yapıldığından ’girişimsel test’ diye adlandırılır. Bu işlemler düşüğe veya annede  komplikasyonlara neden olabilir ancak kesin sonuç için bugünkü koşullarda mutlaka  yapılmaları gerekir” şeklinde konuştu.

Deneyimli uzmanlar tarafından yapıldığında komplikasyonların en aza  indiği girişimsel testlerin gebelik haftasına göre belirlendiğini dile getiren  Biri, yüksek risk çıkan gebelere ikili tarama testi sonrası “plasenta  biyopsisi”, üçlü-dörtlü test sonrası ise “amniosentez” önerildiğini bildirdi.

“Anne adayının kanına bakılacak”

Bebekten anne adayının kanına geçen hücrelerin tetkik edilmesiyle de  artık doğum öncesinde anomalilerin tespitinin mümkün olabileceğini açıklayan  Biri, şu bilgileri verdi: “Bebekten anneye geçen hücreleri tetkik etmek geçmişte zordu. Artık  bilimsel gelişmeler, bebeği riske atmadan, bebekten anne kanına geçen DNA ya da  RNA’nın incelenmesiyle bazı hastalıkların tanısına imkan sağlıyor. Anne adayından  alınacak kandan elde edilecek hücrelerden kromozomların tespit edilmesiyle  özellikle Down sendromu taraması, bugünkü testlerin yerini alabilir. Bu testin  doğruluk payı ise yüzde 95.”

Prof. Dr. Aydan Asyalı Biri, söz konusu testin yıl başından itibaren  Türkiye’de uygulanabileceğini belirtti.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir