Bir kadın için en paylaşılamaz süreçtir hamilelik… Her ne kadar anne ve babanın bunu paylaştıklarını söylesek de aslında kadın her türlü sorumluluk ve yükün altında tek başınadır. Zira sevdiği yararlı ya da zararlı birçok alışkanlığına veda eder. Hamileliğin ilk günlerinden itibaren midede başlayan ekşime, bulantı, kusma isteği ya da bunun sadece istekte kalmaması ve şiddetli kusmalara dönmesi “benim hayalini kurduğum hamilelik böyle birşey değildi ki” isyanını başlatabilir.
Ama biliriz ki bir kadının gebeliğinin ilk ipucu onu lavaboya koşturan bulantılarıdır. Bulantılar ilk üç ayın sonunda çoklukla yok olsa da reflü dediğimiz, yiyeceklerin yemek borusuna geri dönüşü ve yanma duygusuyla, kabızlık anne adayımızı hamilelik sonuna kadar mutsuz edebilir.
Neden bu sorun yaşanır?
Öncelikle bu bir hastalık olmayıp, durumdur ve durumun nedenlerini anlayabilirsek onunla mücadele etmek de daha kolay olacaktır. Hamilelik, hormonların anaforudur. Progesteron ve östrojen hormonları çok yüksek düzeylerde kanda dolaşınca fiziksel ve ruhsal etkileri de o derece fazla olur.
Bağırsaklar da bu durumdan nasibini alır. Midenin besinleri sindirme süresi uzamakta, bağırsak hareketleri yavaşlamaktadır.
Neredeyse bu süre iki katı zamana çıkmaktadır.
Bağırsaklar bu uzamış zaman nedeniyle, sindirime uğramış besinlerden daha fazla sıvıyı emmekte ve besin artıkları daha da katılaşmaktadır. Peristaltizm dediğimiz hareketlerle bağırsakta ilerlemekte zorlanan besinler kabızlığa neden olmaktadır.
Ayrıca bebek büyüdükçe karın içinde bağırsakların yerleri daralmakta, baskıya uğramakta hormonların yaptıklarına bir de mekanik engel oluşmaktadır. Tüm bu nedenlere ek hamilelik öncesinde spastik kolon rahatsızlığı da varsa durumu daha da zora sokmaktadır. Bir de kansızlığı önlemek amacıyla önerilen demir ilaçları da işin tuzu biberi olmaktadır.
Kabızlık sorunu ilerledikçe hamilelikte hemoroid ya da anal fissürler de daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Neler yapmak gerekir?
– Öncelikle bol sıvı tüketmek gerekir. Günde en az 6-8 bardak su ya da sıvı tüketimi hamilelikte birçok şeye iyi geldiği gibi kabızlığa da çok faydalıdır.
– Posası bol, lifli gıdaların öğünlerde mutlak olması gerekir. Meyve sebzeler, tahıl ve kurubaklagiller iyi seçeneklerdir.
– Kuru meyveler de doğal besinlerdir ve kabızlığa iyi gelmektedir. Bitki çayları tüketimi de başka doğal kabul edilebilen yardımcılardandır.
– Besinlerin çok çiğnenmesi, öğünlerin atlanmaması çok basit öneriler gibi görünse de oldukça faydalıdır.
– Eğer hamileliğinizde hareketlerinizin kısıtlanmasını gerektiren bir sorun yaşamıyor iseniz (düşük tehdidi, erken doğum riski gibi…) günlük yürüyüşlerinizi mutlaka yapmalı, hareketliliğinizi artırmalısınız.
– Tüm bunların dışında artık faydası bilinen ve önerilen probiyotikler kullanılmalıdır. Probiyotik bakteriler, bağırsaklardaki etkinlikleriyle kabızlık sorununa iyi gelmektedir. Doğal yollardan alınmaya çalıdan probiyotikler mideden geçerken asilik ortamdan dolayı etkinliklerini büyük ölçüde kaybetmektedirler.
Bunun yerine mide asidine dayanıklı, film tabletler halinde üretilmiş, probiyotik destekli multivitaminlerin gebelikte tercih edilmesi bir hapla iki sorunu birden çözmektedir. Ayrıca bu desteğin hamilelik ve emzirme döneminde bağışıklık sistemini güçlendirmekte faydalı olduğunu da eklemek isterim.
Yapılan çok sayıdaki çalışmalarda atopik (allerjik) bebeklerin annelerinin kullandığı probiyotikten iyi yönde faydalandıklarını göstermiştir.