İnsanın var oluş sebeplerinden biri yaşamak diğeri de üremektir. Ancak gelişen teknoloji ve modern yaşamın insanlığa verdiği olumsuz yanıtlardan biri de infertilite yani kısırlıktır… Yapılan araştırmalar ülkemizde 1.5 milyon çiftin çocuk sahibi olma problemi yaşadığını ortaya koyuyor… İşte bu çiftlerin cevabını aradığı sorular ve yanıtları…
- Çiftler tüp bebek tedavisine ne zaman karar vermeli?
Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemlerle gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal ise genç çiftlerde tüp bebek denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artına yöntemler veya aşılama tedavisiyle daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.
- Tüp bebek merkezlerindeki başarı oranı nedir? Nelere dikkat edilmeli?
Merkezlerin başarıları tüp bebek tedavilerinin tüm basamaklarını doğru uygulanmasıyla yükselmektedir. Bir çifte, iyi uygulanmış ovülasyon indüksiyonu, doğru zamanda toplanmış yumurta, iyi seçilmiş spermle uygulanan doğru mikroenjeksiyon nihayetinde iyi bir teknikle embriyonun transfer edilmesi yüksek gebelik oranı sağlayacaktır. îyi merkezler zor hasta karakteristiğine sahip olmalarına rağmen klinik gebelik ve canlı doğum oranlarını yüksek tutmaktadır.
Düzenli doktor kontrolü şart
- Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçlar kanser yapar mı?
Bugüne kadar yapılmış en geniş çalışmalar kısırlık tedavilerinde kullanılan ilaçların kadınlarda kanser olasılığını artırmadığını göstermektedir. Meme ve rahim kanserleri için artmış bir risk görülmemektedir. Tüm bu bilgilerle beraber hormon tedavisi almış kadınların rutin kontrollerini düzenli yaptırmaları önemlidir.
- Yumurtalık dondurulabilir mi? Bu yöntem en çok kimlere tavsiye edilir?
Yumurtalık dokusunun dondurularak saklanması kanser tedavileri nedeniyle doğurganlığı tehdit altında olan kadınlar için uygulanabilir. Kemoterapi ve/veya radyoterapi öncesi laparoskopik ameliyatla alınan över dokusu dondurularak saklanır ve kanser tedavisinin ardından üreme fonksiyonlarının kazanılması için tekrar vücuda yerleştirilir.
Nakil sonrası başarılı gebelikler ve doğumlar elde edilmiş olmasına rağmen halen deneysel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir. Kemoterapi ve/veya radyoterapi planlanan, kemik iliği veya kök hücre nakline hazırlanan ve bağışıklık sistemi hastalıktan nedeniyle yüksek doz kemoterapi planlanan kadınlara önerilir. Klinik olarak doğurganlığını doğal limitlerin üzerine taşıma isteği bulunan kadınlar için de uygulanabilir olsa da bilimsel olarak bu hasta grubuna uygulanmaz.